![[Resim: makale.png]](https://cdn.doktorsitesi.com/uploads/makale/makale.png)
Abdominal obezite yani karın bölgesi yağlanmaya emrindeki obezite belirlenirken bel çevresi ölçümü kullanılmaktadır. Bel çevresinin kadınlarda 88 cm erkeklerde ise 102 cm den pozitif olması abdominal obezite belirtisidir.
Metabolik sendromu yaratıcı farklı alanlara yönlendirilmiş bileşenler olmakla birlikte bu bileşenlerden en önemlisi insülin direncidir. Metabolik sendrom insülin direnci merkezinde oluşan bir durumdur diyebiliriz. İnsülin direnci dışındaki bileşenler hipertansiyon, diyabet, koroner arter hastalığı ve obezitedir.
Metabolik sendromun temel bileşeni olan insülin direnci dokuların insüline karşısında duyarsızlaşması ve insülinin kanda dolaşan miktarlarının artmasına rağmen faaliyet gösterememesi olarak tanımlanabilir. Bozulmuş glikoz toleransı ve herif 2 diyabeti olan bireylerde görülme sıklığı daha yüksektir.
Metabolik sendromun tedavisi nedenleriyle epeyce ilgilidir. Ilk Önce kişi bu sendromun hayat tarzının bir sonucu olduğunun bilincine varmalı ve tedavisinin yaşam tarzı değişikliği olacağını kabullenmelidir. Kişi yaşam tarzında yapacağı değişiklerin yaşam kalitesini yükselteceğine ve kendisini dinç bir birey yapacağına inanmalıdır.
Çare sürecindeki hedefler yaşam tarzını başkalaşmak, tansiyonu kontrol altına olmak, sigarayı teslim etmek, şeker hastalığı varsa kan şekeri kontrolünü karşılamak, kolesterolün düşürülmesi, kilo kaybının sağlanması, olabildiğince stresten uzak durmak, uyumlu alıştırma ve yeterli, dengelenmiş bir gıda tarzı benimsemektir.
Metabolik sendrom tedavisinde % 10 luk bir kilo kaybının sendromun tüm bileşenlerini yoklama altına alabileceği yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Diyetisyeniniz tarafından size özel olarak hazırlanan bir beslenme programının yanında ahenkli olarak yapılan egzersizle dinç bir şekilde kilo kaybı sağlamanız mümkündür. Yapılan çalışma kilo kaybına muavin olmasının dışarıda HDL (iyi kolesterol) nin artışına da katkı sağlayacaktır. Metabolik sendromlu bireylerde yüksek olan total kolesterol ve LDL (kötü kolesterol) nin düşürülmesi için katı yağların yerine değişken yağlar bilhassa de kanola yağı, fındık yağı, zeytinyağı ve kabuklu yemişlerin (ceviz, badem vs.) içerisindeki yağlar seçim edilmelidir.
Posa tüketimi artırılarak kan şekerinin denetim altına alınması sağlanmalıdır. Günlük alınması gereken posa miktarı 25-30 g dır. Kan şekerini hazırlamak için yapılması gereken bir öteki değiştirme glisemik indeksi düşük bir beslenme tarzı benimsemektir. Kilo kaybı ve diyette tuzun kısıtlanması ile hipertansiyon da denetleme altına alınabilir. Hem esas öğünlerden takriben 2 saat daha sonra glisemik indeksi düşük besinlerle ara öğünler yapmak kan şekerinin düzenlenmesinde ve kilo kontrolünde ve insülin direncinin düzelmesinde bize tezgâhtar olacaktır.
Kahramanmaraş Diyetisyen uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın!
doktorsitesi