You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Yazar: Hayalet
[Resim: 3509653.jpg] İçişleri Bakanlığının pandemiyle çaba dahilinde çıkardığı genelge gereğince, şehir içi toplu ulaşımda HES Kodu kontrolü dönemi başladı. İzmir Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulunun aldığı karar gereğince de İzmirim Kartların bireysel HES kodlarıyla eşleştirilmesi gerekli ülkü getirildi. 30 Ekim'de başlayan kullanım dahilinde, toplu ulaşımdan bedava yararlanan 65 yaş üstü ile engelli vatandaşların da kişiselleştirilmiş (fotoğraflı) İzmirim Kart çıkarması gerekliliği doğdu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü, bu gruplardaki vatandaşların, kart merkezlerine akın etmesi üstüne ortaya çıkan sağlığa zararlı görüntüler üstüne, bilhassa engelli bireylerin işlemlerini kolaylaştırmak ve hız yapmak namına harekete geçti. Aile, Alıştırma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yazılan yazı, İzmir Valiliği kanalıyla sunuldu.

Şahsen başvuru yoğunluk oluşturdu

Engellilere, elektronik ortamda daha süratli ve basit hizmet verebilmek namına, ulusal özürlüler veri tabanının ESHOT'a açılması talebi iletildi. Yazıda, engelli raporlarının görülmesi gerekliliği sebebiyle bana kalırsa uygulama içerlemek zorunda kalındığına dikkat çekildi. İşlemin elektronik ortamda yapılamaması nedeniyle keza engelliler keza de kurum personeli açısından meslek gücü ve zaman kaybı yaşandığı; bunun da uzun kuyruklara neden olduğu vurgulandı. Bu tablonun, sıhhat açısından doğurduğu risklere de bilhassa dikkat çekildi.

 

iha
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: Hayalet
[Resim: makale.png]Cad-sırça diş hekimliği, özel bir kamera yoluyla ağızdan alınan digital ölçülerin, yedek laboratuvarında tekrar digital olarak restorasyon haline getirilip üretilmesidir. Bilgisayar destekli işleme tezgahında şekillendirilen restorasyon hekim kadar hasta ağzına takılır. Bir Takım diş kliniklerinde sadece kamera varken, bazılarında da kamera ve zorunlu cihazlara sahip laboratuvar vardır. Sadece kamera olan diş hekimlerinde bile mesela bir kaplamanın hasta ağzından ölçü alındıktan sonra restorasyonun hasta ağzına takılması en fazla bir gün sürerken laboratuvara da sahip olan diş kliniklerinde ise takriben 2-3 saat içerisinde operasyon tamamlanabilmektedir. Yani CAD-SIRÇA sistemlerine ve laboratuvarına sahip bir diş kliniğinde bir kuron, inlay-onlay veya lamine işlemleri takriben 2-3 saatte tamamlanabilmektedir. Bu işlemin avantajları aşağı sıralanmıştır :

İşlem çok kısa sürdüğünden bilhassa zamanı kısıtlı hastalar için fazla uygundur,

İmalat digital teknoloji ile yapıldığından hastaya imalat öncesinde bilgisayarda üretilmiş tasarım gösterilebilir,

Kullanılan porselen, fabrikasında evvelden pişirildiğinden malzeme yoğunluğu son derece sağlam bir karakterdedir, alışılmış laboratuvarlarda pişirilen porselen kuronlarla kıyaslanamayacak derecede sağlamdır

Estetik ve simetri açısından netice son derece memnuniyet edicidir.

İstanbul Dişçi uzmanlarına gelmek icin tıklayın!

doktorsitesi
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: Hayalet
[Resim: makale.png]Cad-Sırça bilgisayar destekli diş tasarımı ve uygulaması demektir. CadSadcomputer aided design) ingilizce kelimesinin kısaltması olup bilgisayar destekli tasarım, camSadcomputer aided manufacturing) ingilizcesinin kısaltmasıdır.Onun da anlamı bilgisayar destekli imalattır. Yani sözün özü ağızda herzamanki yöntemlerle küçültülen dişleri ağız içi özel kameralarda 3 boyutlu görüntüsünü alıp, bilgisayarda üstüne gelecek porseleni tasarlayıp, özel kazıyıcı makinesi ile zirkon yada porselen bloklardan işleme yönteminin bütününe denir.

CAD-SIRÇA Hangi Durumlarda Uygulanır?

Bulantı refleksi nedeniyle ölçü aldırmaktan çekinenler

Kısıtlı zamanı olan süratli sonuç edinmek isteyen hastalar

Yapılacak kaplamalarıyla ilgili estetik vesvese yaşamış hastalar

Standart kaplamalarda olan prova aşamalarını atlamak isteyen hastalar

CAD-SIRÇA Uygulaması Nasıl Yapılır?

1.Ağız İçi Hazırlıklar

Bu kısım standart kaplama yapılan hastalarla benzerlik gösterir. İlk evre da ilgili dişler uyuşturulur. Ardından dişler etrafından bir frez yardımıyla gezilerek ilgili dişler üstüne porselen yada zirkon gelebilecek şekilde küçültülmüş olur. Bu işlemin sıradan süresi 45 dakikadır. Küçültülen diş sayısına kadar vakit kısalır yada uzayabilir.

2. Ölçü

Cad-sırça sistemlerinde bu aşamadan itibaren farklılık başlar. Standart porselen yapımında ağız içi kaşıklarla hamur kıvamında bir malzemeyle dişlerinin kalıbı çıkarılır. Daha Alçak ve üst çenenin kalıplarının alınması gereken bu yöntemle işlem 2-3 kez tekrarlanır. İşte bulantı refleksi olan hastalarda eziyete dönen bu faz,cad-sırça sistemlerinde adamakıllı bitirilmiştir. Kalem şeklindeki bir aparatla(kamera) ilgili diş yüzeylerinde irrite etmeden gezilerek ağız içinin görüntüsü bilgisayar ekranına 3 boyutlu olarak aktarılır. Aynısı daha alçak çeneye de yapılır.İşlem yaklaşık 10 dakikadır.

3. Tasarım

Bu aşamada hasta olaya dahil değildir. Ağız içinden alınan 3 boyutlu görüntüler tasarım bilgisayarına aktarılır. Üzerine gelecek

porselen yada zirkon dişin formu, boyutları, alt çeneyle ilişkisi, dişeti ilişkisi gibi bir çok parametreye bakılır ve oluşan kaplamalar istiyorsa bu aşamada hasta çağırılıp bilgisayar ekranında 3 boyutlu gösterilir. Estetik kaygısı olan hastalarda standart yöntemde gelen kaplama dişler bütün bir süpriz olabileceği için cad-sırça sistemi bu açıdan tekrar avantajlıdır.

4. Kazıma (Kazıma Videosu)

Tasarım ekranında oluşturulan veriler kazıma makinesine aktarılır.İstenilen kaplamalar makinedeki zirkon yada porselen bloklardan kazınır. İşlem süresi adeta aza başı 12 dakikadır.

5. Sinterizasyon ve Glaze işlemleri

Bu evre kazıyıcıdan çıkan porselen yada zirkonları daha dayanıklı ülkü getirmek için sinterizasyon, adi diş parlaklığında olması için de glaze işlemlerinden geçilir. Toplam zaman en fazla 1buçuk saattir.

Toplam olarak yapılan işlemler 1 günü bulmadan biter. Ertesi gün hastaya teslim edilebilir. Olağan yöntemlerde bu vakit 1-1,5 haftadır.

Cad-Sırça Sisteminin Avantajları

Cad-sırça sisteminin hassasiyeti mikron düzeyindedir. Hata payını buyüzden neredeyse sıfıra indirir.

Tasarım aşamasında bir çok detayı daima kontol etmek mümkündür. Üretimin kalitesini arttırır.

Bulantı refleksi olan hastalarda kurtarıcıdır. Ölçü almaya gerek kalmaz.

Estetik kaygısı olan hastalarda başarılı bir yöntemdir. Çünkü çıkan meslek süpriz olmaz öncesinden görülebilir.

Ağız içini birerbir taklit edebildiği için yapılan kaplamalarda kapanış bozuluğuna yada yüksekliğe sebep olmaz. Yapılan dişler ağız ortamına tam uyumlu olduğu için dayanıklılığı ve ömrü de artacaktır.

Cad-Sırça Sistemi Dezavantajları

Neredeyse hiçbir dezavantajı bulunmamaktadır. Çabuk,pratik,ahenkli, nitelikli işler yaratmasıyla standart sistemden kat be kat avantajı bulunmaktadır.

Cad-sırça mi Yoksa Alışılagelmiş Yerine Geçen Kimse mi?

Vakit sıkıntısı olan, midesi bulanan, estetik olarak şüpheleri olan hastalara cad-cam,Pahada birazcık daha fazlasını saptamak istemeyen hastalara bayağı yerine geçen kimse daha avantajlı olacaktır.

Bursa Dişçi uzmanlarına varmak icin tıklayın!

doktorsitesi
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: Hayalet
[Resim: 1881.jpg]Ca 15-3 ve meme kanseriCA 15-3, MUC-1 geninin ürünü olan bir protein olup, hücrelerin birbirine tutunması, bağışıklık ve metastazdan sorumludur. Sağlam meme dokusuna kadar, MUC-1 geni kanserli meme dokusunda daha yüksek konsantrasyonda bulunur. böylece, bu genin ürünü olan CA 15-3 proteini meme kanserinde en sık kullanılan serum işaretidir. Serumda ölçülen konsantrasyonu >25 U/ml ise yüksek kabul edilir.

Serum CA 15-3 düzeyi, meme kanserli hastaların ortalama yalnız %31'inde yüksektir.

Peki neden hepsinde değil?

Çünkü CA 15-3 düzeyi tümör kütlesinin büyüklüğü ile orantılıdır: Faz 1'deki, yani tümörün 15 mm'den küçük olduğu hastaların yalnız %5'inde yüksek bulunurken, Aşama 2'deki hastaların %29'unda, Faz 3'teki hastaların %32'sinde, Safha 4'deki, yani organ metastazları olan hastaların %95'inde yüksektir. Tümör kütlesinin büyüklüğü ile ilişkisinden dolayı, CA 15-3'ün meme kanserli hastalarda yüksek bulunması çoğunlukla hastalığın kötü gidişatına işarettir.

Meme kanserli hastalardaki serum CA 15-3 düzeyi çare öncesinde ve çare sonrası takiplerde farklı anlamlar taşır:

(1)Çare öncesinde: CA 15-3'ün 40 U/ml üstünde olması, kaide olmamakla birlikte, bitkiler kütlesinin büyük, ur hücrelerinin saldırganlığının (grade) yüksek olduğunu, lenf nodlarına yayılım olduğunu, steroid reseptörlerinin (östrojen ve projesteron reseptörleri) olumsuz olduğunu, yani hastalığın ileri aşama olduğunu düşündürür.

Meme kanseri tanısı konan her hastada tedavi öncesinde CA 15-3 bakılmalıdır!. çünkü çare öncesi değerlerin tedavi sonrası dönemde referans olarak kullanılması gerekmektedir.

(2)Çare sonrası takiplerde CA 15-3, bölgesel nükslerin ve uzak metastazların araştırılmasında yararlıdır. Yöresel nüks (meme ve çevresi, mesela göğüs duvarı) tespit edilen meme kanserli hastaların %7'sinde, diğer organlarda metastaz saptama edilen meme kanserli hastaların ise %95-96'sında CA 15-3 düzeyi yüksek bulunmaktadır. CA 15-3 düzeyi 86 U/ml üzerinde olduğunda organ metastazı olasılığının %100 olduğu bildirilmiştir.

Meme kanserinde organ metastazları en çoğunlukla kemikler, akciğer ve karaciğerde beklenir. CA 15-3'ün yüksek olduğu takdirde kemik sintigrafisinde çoğunlukla kemik metastazı gösterilir oysa CA 15-3'ün olağan olması kemik metastazı olmadığı anlamına gelmez. Kemik sintigrafisi adi ve CA 15-3 düzeyi de sıradan ise kemik metastazı olmadığı söylenebilir. Diğer bir deyişle, CA 15-3 düzeyi tayini kemik sintigrafisinin yerini tutamaz ama kemik sintigrafisi yapılamayacak ise kemik metastazı olasılığının değerlendirilmesinde yardımcı olabilir.

Meme kanserli hastada tedaviye başlandıktan sonraki birkaç hafta içinde CA 15-3 düzeyinin artması beklenen bir durumdur ve hastalığın ilerlediği biçiminde yorumlanmamalıdır!

Çare sonrası takipte, CA 15-3 düzeyinin vakit içinde tedricen artması ya da azalması, tek bir CA 15-3 değerine kadar çok daha anlamlıdır. Tedricen artma hastalığın ilerlediği (nüks ya da uzakta organ metastazı), tedricen azalma ise hastalığın gerilediği (tedaviye yanıt alındığını) anlamına kazanç. Ardışık ölçümlerde CA 15-3 düzeyinde önceki değere kadar %25'den daha yüksek oranda çoğaltma hastalığın ilerlediğini, %25'ten daha yüksek oranda azalma hastalığın tedaviye yanıt verdiğini (gerilediği), %25'ten daha eksik oranda azalma ise hastalığın stabil kaldığını düşündürür. Tabii fakat bu dönemde bulunun CA 15-3 yüksekliklerinin manalı olabilmesi için tedavi öncesindeki CA 15-3 düzeylerinin bilinmesi ve referans alınması gereklidir! Tedavi öncesinde bakılmamışsa, CA 15-3'ün tedavi sonrası takipte kullanılabilmesi fazla zordur!

Organ metastazı olan hastalarda CA 15-3 fazla (>25 U/ml) ise 1 ay sonraki testte büyüme olasılığı %52, 3 ay sonraki testte büyüme olasılığı %85, 6 ay sonraki testte büyüme olasılığı ise %96'dır. Yani, meme kanseri tedavisi sonrası takipte olan bir hastada testin 1 aydan önce tekrarlanması öyle manalı değilken, 6 aydan uzun deneme aralıkları da uygun görünmemektedir.

Tedavi sonrası takipte CA 15-3 genelde CEA ile birlikte kullanılır ise de hassasiyeti CEA'dan daha yüksektir.

CA 15-3, MEME KANSERİ TARAMASINDA KULLANILMALI MI?

CA 15-3 organa spesifik (özgül; seçici) bir antijen olmadığı gibi yalnız kötü huylu hastalıklara (kansere) da spesifik değildir. Yani, iyi ya da kötü huylu diğer organ hastalıklarında da CA 15-3 düzeyi yükselebilir (yumurtalık kanserinde %46, karaciğer kanserinde %43i, akciğer kanserinde %26 çoğunlukla, karaciğer sirozu, sarkoidoz, verem ve SLE-sistemik lupus eritomatosis- gib hastalıklarda %7-17 aralarında değişen sıklıklarla…). İyi huylu meme hastalıkları olan bireyler arasında %9 sıklıkla CA 15-3 düzeyi yüksek ölçülür. Bundan Başka, adamakıllı dinç bireylerin %2 kadarında da CA 15-3 düzeyi yüksek bulunur.

böylece, hiçbir şikayeti ya da bulgusu olmayan sağlıklı kadınlarda, örneğin rutin menopoz takipleri esnasında meme kanseri tarama metodu olarak kullanılması yanlıştır!

Ailesinde meme kanseri olması sebebiyle yüksek tehlike grubunda olan kadınlarda da CA 15-3'ün tarama metodu olarak kullanılması yanlıştır!

Ankara Radyolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın!

doktorsitesi
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: Hayalet
[Resim: makale.png]Suda eriyen ve vücutta tutulumu olmayan bir vitamin olan C vitamininin jurnal olarak alınması gereklidir. Gereksinimi sigara, içki kullanımı, yaş, cinsiyet, gebelik, hastalık, gibi faktörlere alt olarak değişir.

Gerekli günlük vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamanın yolu dengeli, tatmin edici ve hayatınıza üçgenin taban olmayan kenarı uydurabilen bir besin programından geçer. Gelip geçici akımların kurbanı olmayın.

Zaman içinde biriken ve çoğu kaynaktan maruz kalınan özgür radikaller yaşlanmayı hızlandırır. C Vitamini kalkan görevi görerek yaşlanmayı yavaşlatan önemli mikro besin öğelerindendir.

Vitamin C kayda değer bir özgürlük radikal avcısı olarak yakalar ve etkisizleştirir. böylece antioksidan vitaminlerden VEDE en önemlisidir. Çünkü öteki antioksidan vitaminler olan A ve E vitaminini de yenileyerek baştan kullanılabilir hale getirir.

Osteoartrit ve romatizmal artrit gibi enflamatuar hastalıkların şiddetini azaltır, kolajen yapımını uyarır.

Akciğer hava yollarındaki, antioksidan özelliği sebebiyle astım hastalarının daha pozitif C vitaminine ihtiyacı vardır. Günlük 1000–2000 mg’ lık dozların astım semptomlarını hafiflettiği ve vücudun histamin üretimini azalttığına dair çalışmalar vardır. Ancak bu dozlar ishali de tetikleyebilir.

Geçirilen soğuk algınlığının şiddetini azaltır.

Kesik, kırık ve yanıkların süratli iyileşmesine olanak verir.

Hücreleri ve DNA ‘ları hasar ve mutasyonlara aleyhinde korur.

Katarakta aleyhinde koruyucudur. Bilhassa güneş ışığının göz lensine verdiği zararı azaltır. Günde 1000mg C vitamininin hastalık şikayetlerini azalttığına karşın çalışmalarda vardır.

Damarlarda biriken kolesterolün plağa dönüşüp inme ve yürek krizine neden olma riskini düşürür.

Çoğu araştırmada tatmin edici düzeyde sebze-meyve tüketenlerin yürek hastalıkları, felç ve kanser dahil olmak üzere çoğu kronik hastalığın riskini ve sonuçlarını azalttığını kanıtlaması tesadüf değildir.

C vitamini keza olmayan demirin emilimini arttırır. En basitinden ıspanak yemeğinin yanında portakal tüketilebilir.

Besinlerden alınan mikro beslenme öğelerinin (vitamin, mineral vb.) emilimini arttırır.

Dünya Sağlık Örgütü günlük gereksinimin karşılanabilmesi için yaklaşık 5 porsiyon sebze meyve tüketimini önerir.

C Vitamini Yer Alan Besinler (( MEVSİMİNDE TÜKETİN ))

C vitamininden En Zengin Sebze ve Meyveler (Ülkemizde rastlayabilecekleriniz çoktan üye içten)

Bektaşiüzümü Kavun Kiraz

Kuşburnu Sarımsak<strong/>Şeftali

Chili biberi (yeşil) Greyfurt<strong/>Havuç

Guava Ahududu<strong/>Elma

Frenk üzümü Mandalina<strong/>Kuşkonmaz

Kırmızı biber Passion Fruit<strong/>Pancar

Chili biberi (kırmızı) Ispanak<strong/>Armut

Maydanoz Lime Marul

Kivi Mango Salatalık

Brokoli Böğürtlen<strong/>Patlıcan

Brüksel lahanası Patates<strong/>Kuru üzüm

Trabzon hurması Domates<strong/>İncir

Mürver Kızılcık<strong/>Muşmula

Papaya Yabanmersini<strong/>Soğan

Çilek Üzüm

Portakal Kayısı

Limon Erik

Ananas Karpuz

Karnabahar Muz

Lahana Avakado

Hayvansal Kaynakların Vitamin C İçeriği

Hayvan türlerinin çoğu bitki örtüsü gibi vitamin C ihtiyacını kendi sentezler. İnsanlarda böyle bir şart olmadığı için besinlerle alması gereklidir. Ancak metabolize olamayan artı miktarı idrarla atılır.

Karaciğer gibi sakatatlar, istiridyeler, havyar, deve sütü, anne sütü, keçi sütü, inek sütü diye devam eder.

Bunlar ham miktarlarına kadar sıralanmıştır ve hayvansal kaynaklar güvenilir C vitamini kaynakları değildir VEDE takriben miktarları yukarıdaki listede kavundan az içererek devam eder.

VİTAMİN C EKSİKLİĞİNDE NELER YAŞANIR ?

Anemi (anemi)

Enfeksiyonlara karşısında vücut direncinin düşmes

Yaraların geç iyileşmesi

Saç kuruluğu

Vücutta basit oluşan morluklar

Diş eti iltihabı

Burun kanamaları

Yavaşlamış metabolizma sonucu basit kilo alımı

Kaba, kuru, pullu cilt

Şiş ve ağrılı eklemler

Zayıflamış diş minesi

Unutmadan Hayata ne kadar fazla bakar, vücudun ihtiyaçlarını ne değin verirsek yıllar bizden böylece eksik şeyi alıp götürür.

ENERJİ DOLU GÜNLER GEÇİRMENİZ DİLEĞİYLE...

İstanbul Diyetisyen uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın!

doktorsitesi
 

Avatar

Yazar: PeRi
merhaba foruma kayıt oldum fakat avatar profilime ekleyemedim yardımcı olurmusunuz
Yazar: Hayalet
[Resim: makale.png]C vitamini vb.:Soguk algınlığında kullanılabilir mi?

Cümbür Cemaat göre en çok bilinen vitamindir (Askorbik asit). Hem antioksidan (hür oksijen moleküllerini ortadan kaldıran) bir maddedir ve öbür ülkelerde, çoğu rahatsızlık için C vitamini kullanımını araştıran araştırmalar sürdürülmektedir. Vitamin C adına sabit bir vakıf (Vit. C foundation) ve Linus Pauling Enstitüsü’de (Oregon Eyalet Üniversitesi içindedir) öteki Üniversiteler gibi araştırmacı merkezlerdendir. ABD-Ulusal Afiyet Enstitüsü, L.P. Enstitüsü, C. Vitamini Vakfı tavsiyelerinde;önceki yıllarda, günlük alım için, 200, 400, ya da 3000 mg gerektiği ve soğuk algınlığı başlangıcında ise dozun arttırılmasını savunan düşünceler bulunmaktadır. Bu görüşlerin bazıları, Nobel ödül’lü (1954) Linus Pauling isimli analist’nın 30-35 sene önceki çalışmaları ile ortaya konmuş ve vakit içinde destek bulmuştur.Çoğunlukla, C Vit. için günlük tavsiye edilen alım 200-3000 mg arasındadır, kişi/kurumların tavsiyeleri farklıdır, daha yüksek dozlarda alınması gerektiğini iddia edenler de bulunmaktadır. Ama, son yapılan çalışmalarda, C vit. alımının bayağı bireylerde soğuk algınlığına yakalanmayı engellemediği (sadece yoğun spor yapanlar ve askerlerde faydalı olduğu, %50 oranında daha eksik soğuk algınlığı geçirildiği vurgulanmıştır. Bambaşka bir alıştırma ise, ahenkli olarak C vitamini alımının yetişkin ve çocuklarda soğuk algınlığı süresini (%8-14) kısalttığını göstermiştir. Soğuk algınlığı başladıktan sonraki C vitamini alımının ise (yüksek dozlarda tablet ya da burun yolundan damla/sprey olarak alınmadıkça) bir faydası olmadığı belirtilmektedir.

sonuç olarak, C Vitamini konusu fazla tartışmalıdır ! Yüksek doz C vitamini alımının, böbrek taşı oluşturma, ishal gibi önemli emrindeki etkileri de vardır.

Ya Çinko ?:

Çinko’nun bazı soğuk algınlığı yapan virüslerin üremesini engellediği görüşü 1974’den beri iddia edilmektedir. Bazı incelemeler, çinkonun tek başına bağışıklık sistemini güçlendirdiği yönünde görüş bildirse de, kötü tadını dengeleyen koruyucu maddelerin (sitrat, tartarat vb) bu yararı ortadan kaldırdığı düşünülmektedir. Burun içine jel olarak kullanılan çinko glukonat’ın soğuk algınlığını birkaç gün kısalttığı bildirilmekle birlikte,başkaca ağız yolu ile kullanılan çinko içerikleri (çinko asetik asit tuzu) hakkında ise öbür görüşler ifade edilmektedir.

Görüldüğü gibi, dıştan Çinko alımı konusu da tartışmalıdır. Sağlıklı beslenen, bağışıklık sistemi sorunu olmayan şahısların üst solunum yolu enfeksiyonlarında korunma için olağan şartlarda çinko almasına gerekliliği yoktur. Uzun süreli çinko alımı, kalp rahatsızlığı, anemi,ilaçların emiliminin bozulması gibi sorunlara yol açabilir.

Echinaceave Goldenseal ?:

Echinacea : (Echinacea purpurea)Bu bitkiden hazırlanan ürünlerinsoğuk algınlığı/grip ve bağışıklık sistemi için yararlı olduğu iddia edilsede, aktüel çalışmalar etkisi olmadığını vurgulamaktadır, gerçi,Amerikan Bütünleyici/Alternatif Tıp Milli Merkezi bu konudaki araştırmalarınısürdürmektedir.

Goldenseal: Dere, istikrarsız hesap özeti ve tablet gibi formları vardır. Berberine adlı içeriğinin soguk algınlığı/grip için yardımcı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Genel Olarak Echinacea ile birlikte kullanılırlar. Bu gibibitkisel tedavilerin bağışıklık sistemini güçlendirdiği bahis edilse de önemli bilimsel kanıtlar yoktur. Bu tür özel destek tedavilerin, doktor tavsiyesi altında uygulanmasının uygun olacağını unutmayınız (takviye ürünler; hipertansiyon, yürek, diyabet sorunu olanlarda sakıncalı olabilir).

İstanbul Kulak Burun Boğaz uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın!

doktorsitesi
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: Hayalet
[Resim: makale.png]Gıda, o kadar çok insan göre karın beslemek, açlığı bastırmak, canın istediği besinleri harcamak şeklinde tanımlanmaktadır. Böylesi bir yaklaşımla simit, ayran veya İskender kebap, içecek, künefe tüketerek de beslenmiş olunur. Halbuki gıda; insanın, çoğalma, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun zaman yaşaması için gerekli olan öğeleri alıp vücudunda kullanabilmesi olarak tanımlanır.

Bugüne dek yapılan bilimsel incelemeler insanların 50’ye yakın türde besin öğesine gereksinimi olduğunu ortaya koymuştur. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında, gereğinden az veya fazla alındığında, yükselme ve gelişmenin engellendiği, sağlığın bozulduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur. Herhangi bir beslenme öğesinin kimsesiz etkinliği yoktur. Tüm gıda öğeleri birlikte alındığında cisim olağan büyüme ve gelişimini, sağlıklı ve enerjik çalışmasını sürdürür. Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için zorunlu olan beslenme öğelerinin her birinin tatmin edici miktarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılması durumu tatmin edici ve dengelenmiş beslenme olarak tanımlanır.

Çeşitli besinler birlikte tüketildiğinde, beslenme öğeleri birbirinin etkisini artırmakta ve vücuda daha yararlı hale gelmektedirler. Bu duruma en iyi örneklerden biri; yeterli miktarda alınan C vitamininin, demir mineralinin emilimini artırmasıdır. Misal olarak; kahvaltıda yenen yumurtadaki demirin emilimi, içilen taze sıkılmış portakal suyundaki C vitamini ile artırılabilir. Izgara balık ile yeşil salata seçim edilmesi, ciğer şiş yanına soğan ve maydanoz yenilmesi de benzer etkiyi sağlar.

Besinlerin içerdiği protein, vitamin ve mineral gibi gıda öğeleri beslenmede büyük ağırlık taşımaktadır. Bu besin öğelerinden ilk akla gelenlerden biri olan C vitamini vücuttaki işlevleri, eksiklik ve fazlalık durumunda ortaya çıkabilecek durumlar vs aşağı özetlenmektedir:

C Vitamininin Vücuttaki İşlevleri: Kollajen dokunun sağlamlığı, bono dokusu sentezi, yaraların kapanması, vücutta demir, folik asit ve kalsiyumun kullanımı, bağışıklık sisteminin zinde olması açısından önemlidir. Nitrozaminin oluşumunu engelleyici etkisi ile birçok kanser ve kalp - damar hastalıklarına aleyhinde etkilidir. Antialerjik ve antibakteriyel etkisi vardır. Vücutta demir mineralinin emilimini artırarak kansızlığı önlemeye tezgâhtar olur.

Yetersizliğinde Ne Olur: Yorgunluk, adale zayıflığı, kaslarda ağrı şehvetli, enfeksiyon ve strese duyarlık, ateş, iştah azalması, kansızlık, diş etlerinde şişme ve kanama, diş dökülmesi, eklemlerde şişme, bunalım, solunum yetmezliği, skorbüt hastalığı görülebilir.

Fazlalığında Ne Olur: İshal, böbrek taşları, akyuvarların parçalanması, demir zehirlenmesi görülebilir. Yüksek dozlarda alındığında bağırsakta B12 vitaminini parçalayabilir.

Günlük Gereksinim: Sağlıklı, alışılagelmiş bireylerde günlük 60 - 75 mg C vitamini alınması yeterlidir. Sıradan 200 gram meyve ya da 1 porsiyon sebze yemeği ya da 1 kase karışık salata yenilmesi ile karşılanabilecek bir miktardır. Fakat sigara içenlerde jurnal 100 mg C vitamini önerilmektedir.

Kaynakları: Sadece bitkisel kaynaklı besinlerde bulunur. Kuşburnu, kırmızı ve yeşilbiber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, çilek, turunçgiller, brokoli, kivi, domates, kavun, patates C vitamininden yanlamasına zengindir.

C vitamini güçlü bir antioksidandır. Ama ısı ve ışığa karşı duyarlıdır. Besinler demir, bakır ve oksijen ile temas ettiğinde ya da uzun süre bekletildiğinde C vitamini kaybı oluşmaktadır. O nedenle besinler soyulduktan ya da doğrandıktan daha sonra en kısa sürede tüketilmeli veya pişirilmelidir.

Supleman Kullanmalı mı? Besinler içerisinde vitamin ve mineraller dengeli olarak bulunur. Fazla miktarda beslenme öğesi tüketilse bile toksik olan dozlara ulaşmak pek mümkün değildir. O nedenle besinleri yeterli ve dengeli miktarlarda tüketmek en doğrusudur. Gerek görülürse bir uzman kontrolünde alınmaları daha sağlıklı olacaktır. Oysa bilhassa ülkemizde vitamin ve mineral desteklerinin düşüncesiz kullanımları ile sık karşılaşılmaktadır. Suplemanlar için azı karar, ortası yarar, çoğu hasar düşüncesi ile yola çıkılmalıdır. Bazı suplemanların fazla tüketimi kısa dönemde kusma, ishal, alerjik reaksiyonlar ve saç dökülmesi gibi sorunlara, uzun dönemde ise böbrek taşlarına, karaciğer ve asap sistemi hasarına niçin olabilir. Yağda eriyen vitaminler vücutta depolandıkları için yüksek doz alımları durumunda toksik tesir göstererek zehirlenmelere hatta ölüme bile neden olabilirler. Misal olarak fazla A vitamini alımı durumunda karaciğer ve kemik hasarı, baş ağrısı, saç dökülmesi, bulanık görme, dudakların çatlaması, ishal ve doğumsal bozukluklar görülebilir. Aşırı D vitamini alımı kemik ve böbrek hasarına niçin olabilir. O nedenle her şeyde olduğu gibi vitaminlerde de doğal olanı seçim etmekte fayda vardır.

Muğla Diyetisyen uzmanlarına gelmek icin tıklayın!

doktorsitesi
Yorumlar Yorum Yok
Yazar: Maviş
Seni seviyorum demedi;
Ama şöyle bitirdi mektubunu:
Kanadından öpüyorum kalbimin kuşu...

[Resim: inbound1574406723756775848_13588365.jpg]
Forum: Günün Resmi
Yorumlar Yorum Yok
 

7

Yazar: Maviş
[Resim: inbound1005970812290516888_22172028.jpg]
Yorumlar Yorum Yok

Hoşgeldin, Ziyaretçi

Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Forumda Ara

Forum İstatistikleri

Toplam Üyeler: 93
Son Üye: cambalkoncenter
Toplam Konular: 3,722
Toplam Yorumlar: 3,876

Kimler Çevrimiçi

Toplam: 43 kullanıcı aktif Bing, Google
0 Kayıtlı
» 41 Ziyaretçi

Son Aktiviteler

Maçka Reklam – Profesyone...

Son Yorum: Kenan06 Dün, 03:36 PM

Global Kompresör ile Yeni...

Son Yorum: Kenan06 04-18-2025, 06:12 PM

Else Chiller: Endüstriyel...

Son Yorum: Kenan06 04-18-2025, 03:53 PM

Merdiven Korkuluğu

Son Yorum: nullsix 04-17-2025, 07:26 PM

Gassal dizisinin pedagoji...

Son Yorum: nullsix 04-16-2025, 08:00 PM

İzmir Temizlik Şirketi Ta...

Son Yorum: aysuyigiter 04-16-2025, 03:31 PM

BaskıFont: Reklam Baskı v...

Son Yorum: Kenan06 04-16-2025, 11:37 AM

İzmirde Profesyonel Hukuk...

Son Yorum: aysuyigiter 04-16-2025, 08:59 AM

İzmirde Hukuki Destekte P...

Son Yorum: aysuyigiter 04-15-2025, 09:43 PM

HeyKoç İle Online Koç Bul...

Son Yorum: aysuyigiter 04-15-2025, 09:07 PM

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Forumki.Com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.