Hakan Ural ise hafta içi her gün canlı yayınlanan Nur Tuğba Namlı ile birlikte sunuculuğunu yaptığı “Neler Oluyor Hayatta” programında Defne Samyeli'nin bu açıklamalarını değerlendirdi. Ural, Samyeli'nin Okan Bayülgen'in programında gündem olmaktan rahatsız olmasını belirtmesi üstüne “Sanat camiasında oluyorsa, magazinin bir parçasıdır zaten. Hayata bakışı yanlış” yorumunda bulundu.

Sert bir dille eleştirdi

Defne Samyeli'nin açıklamalarına karşın ise uğurlu biri olduğunu söyleyerek “Becerisi olmadığı meslek dallarında durmadan üretim kaydeden biri” dedi. Konservatuvardan mezun olanların iş sıkıntısı yaşadığını açıklayan Hakan Ural, Defne Samyeli'nin iyi bir şarkıcı olmadığını düşündüğünü “fena bir yorumcu” sözleriyle ifade etti. Samyeli'nin oyunculuk performansının ise amatör olduğunu vurguladı.

iha

Korona virüs salgınının önlenmesi tedbirleri dahilinde dün akşam 21.00'de başlayan ve 56 saat sürecek sokağa çıkma kısıtlaması sonrası meydanlar boş kaldı. Kısıtlama sebebiyle İstanbul'un en yoğun meydanlarından Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi hemen hemen sessizliğe büründü. Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi'nde, kısıtlamadan muaf olan turistler ile işe gidenlere kaldı.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2020/50/53333_aw188655-03.jpg[/IMG]

iha

Tekirdağ'ın Süleymanpaşa İlçesinde emlak işleriyle uğraşan Ümit Tahmaz'a ait şehrin muhtelif yerlerinden dikilen tabelalar bir süredir kimliği süresiz kişiler göre kesilip atılıyordu. Tabelaları parçalayıp atan kimliği belirsiz kişiler bulunamayınca, Tahmaz bunun üstüne kendisine ait tabelaları kesip atan kişi ya da kişileri bulmak için ortaya 10 bin liralık bir ödül koydu. Kendisine ait sosyal ağ hesaplarında da duyuruda yer alan Tahmaz, “Şu esas değin 80 bin lira zararım var. Keseni fotoğraflayıp, plakasını çeken kişiye 10 bin TL ödül vereceğim” dedi.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2020/50/68872_aw188658-06.jpg[/IMG]

iha

İçişleri Bakanlığından konuya ilişkin olarak yapılan yazılmış açıklamada, hafta sonlarına karşın uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının ikinci uygulamasının bugün saat 21.00'de başlayıp Pazartesi sabahtan 05.00'de sonlanacağı belirtildi. Sokağa çıkma kısıtlaması süresindeki uygulamanın genel hatlarıyla hatırlatıldığı açıklamada, “Market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçiler bugün saat 20.00'ye kadar, cumartesi ve pazar günleri ise 10.00-17.00 saatleri aralarında açık olacaktır.

Tekrar açıklanmış zaman içerisinde marketler ve bakkallar telefonla veya online olarak aldıkları siparişleri teslim edebileceklerdir. Restoran/restoran, pastane ve tatlıcı tarzı işyerleri ise bugün saat 20.00'ye dek açık olacaklardır. Bu işyerleri cuma, cumartesi ve pazar günleri 10.00-24.00 saatleri aralarında paket servis faaliyetlerini sürdüreceklerdir” denildi.

Cumartesi ve pazar günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin yalnızca ekmek satan bayilerinin açık olacağı anımsatılan açıklamada, “Online sipariş firmaları da cuma, cumartesi ve pazar günlerinde 10.00-24.00 saatleri arasında siparişleri teslim edebileceklerdir. Vatandaşlarımız sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan günlerde (cumartesi-pazar) ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçi ve fırın ya da ekmek satmak bayine yürüyerek gidip gelebileceklerdir” ifadeleri kullanıldı.

Vatandaşların temel gereksinim malzemelerine ulaşmaları noktasında herhangi bir zorlukla aleyhinde karşıya kalmamaları için her türlü tedbirin alındığı kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“bu nedenle vatandaşlarımızdan sokağa çıkma kısıtlamasının başlayacağı saat olan 21.00'den önce evlerinde/ikametlerinde olacak şekilde hareket etmelerini, ilk kez büyükşehirlerimiz elde etmek üzere öteki illerimizde trafikte oluşabilecek yoğunluklar göz önünde tutarak zorunlu tedbirleri almaları hususunu istirham ediyoruz.”

Mevlüt Hasgül

iha

Cuma akşamı saat 21.00'den itibaren başlayan sokağa çıkma kısıtlamasında İstanbul'un en işlek ve kalabalık meydanları sessizliğe büründü. İstanbul Anadolu yakasında sokağa çıkma kısıtlaması sonrası binlerce aracın ve yayanın uğrak noktası olan Kadıköy ve Üsküdar Meydanı da sessizliğe büründü. Korona virüsle uğraş zarfında sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanmasıyla Kadıköy ve Üsküdar Meydanı boş kaldı. Manâsız kalan meydanlar drone ile havadan görüntülendi.

Cem Güney Kılıç - Aykut Şiddet

iha

Davraz Mahallesi'nde yalnız yaşamış 95 yaşındaki Hüseyin Temir, 26 Kasım günü korona virüs vak'ası ile temaslı olduğu gerekçesiyle 14 gün süreyle evde karantinaya alındı. Karantina süreci devam ederken rahatsızlanan Temir, hastaneye kaldırıldı. Kaldırıldığı hastanede bir gün kalan Hüseyin Temir, daha sonra öbür bir hastaneye sevk edildi. Temir, orada da yattıktan bir gün sonradan Isparta Şehir Hastanesi'ne nakledildi. Şehir Halkı Hastanesi'nde antibiyotik ve Covid-19 ile vitamin tedavisinin arkasından Hüseyin Temir, sağlığına kavuşarak, taburcu edildi.

“Sağlıkçılarımıza fazla teşekkür ediyorum” Korona virüs sürecini anlatan Hüseyin Temir, “Korona virüse yakalandım, hastaneye gittim. Orada bir gün yattım sonra diğer bir hastaneye sevk ettiler. Orada da bir gün kaldıktan daha sonra Şehir Hastanesi'ne geldim. Şehir Halkı Hastanesi'nde bana fazla hoş baktılar. Orada da 3-4 gün kaldım. çok iyi geçti. Bana baktılar. Sağlıkçılarımıza çok teşekkür ediyorum. Cenabı Allah'ım kurtardı beni” dedi.

“Vatandaşlarımız kendilerine iyi baksınlar” Korona virüse ilk yakalandığında her yanının ağrımaya başladığını ve vücuduna titreme geldiğini ifade eden Temir, vatandaşlara tedbirlere uymalarını konusunda uyarıda bulundu. Temir, “Vatandaşlarımıza kendilerine iyi bakmalarını söylüyorum. Sağlıkçılarımız ne derse onları uygulamalılar. Onların çok rolü var. Hatta hemşireye dedim ama; ‘size büyük bir mükafaat gelecek. Çünkü siz beni kurtarıyorsanız.' Beni hastaneden fazla güzel uğurladılar. Tümü bir araya geldiler beni uğurladılar” diye konuştu.

“Daha güvenli olmayan bir şey yok” Korona virüsten daha tehlikeli bir şeyi olmadığını kaydeden Temir, “Çok zorluklar çektim. İnsanlarımız tedbirlere uysunlar. Tedbirlere uymazsanız olmaz” dedi. Temir, fazla dikkat etmesine rağmen korona virüse nasıl yakalandığını bilmediğini sözlerine ekledi.

Mahalle muhtarı evinde ziyaret etti

Davraz Mahallesi Muhtarı Coşkun Kunt, sağlığına kavuşarak evinde istiharede çekilen Hüseyin Temir'i ziyaret ederek, bir isteği olup, olmadığını sordu. Ayrıca muhtarlık bünyesindeki filyasyon ekipleri de Temir'i ziyaret edip, bir talebi olup olmadığını soruyor.

“Hüseyin amcam korona virüsü yeniyorsa hepimiz yenebiliriz” Hüseyin Temir'in 95 yaşında olmasına karşın korona virüsü yendiğini gösteren Davraz Mahallesi Muhtarı Coşkun Kunt, “Kendisini ziyarete geldim. Telefon numarasını aldım. Ara ara kendisini arayarak bir ihtiyacı olup olmadığını soracağım. Kendisi yalnız yaşıyor. Hüseyin amcam korona virüsü yeniyorsa hepimiz yenebiliriz. Sağlık bakanımız ve sağlıkçılarımızın uyarılarına uyarı etmeliyiz. Maske, uzaklık ve hijyen kurallarına uyalım. Bütün sağlık çalışanlarına teşekkür ediyorum” dedi.

Ali Serkan Aygün

 

iha

Korona virüsle mücadele sebebiyle İçişleri Bakanlığı kadar yayımlanan genelge zarfında hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması uygulanıyor. Dün akşamı saat 21.00'de başlayan 56 saatlik sokağa çıkma kısıtlaması sonrası Cumartesi sabahı İstanbul'daki D-100 karayolunda sükunet başat oldu. Boş kalan yollar havadan görüntülendi.

Caner Sönmez - Halil Enes Sucu

 

iha

Aytemiz Alanyaspor'dan hakem hatalarına tepki geldi. Aytemiz Alanyaspor Şube Sorumlusu Metin Fahri Özçelik, son haftalardaki hakem hatalarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz hafta deplasmanda oynadığımız Gençlerbirliği maçında hakem Fırat Aydınus'un aleyhimize verdiği, lehimize veremediği çoğu karara rağmen, hakem tartışmalarının ayyuka çıkması nedeniyle ortamın daha fazla gerilmemesi namına yapmayı iptal ettiğimiz açıklama, son oynadığımız Göztepe maçının peşinde hakem Ali Şansalan'ın fena yönetimi nedeniyle bir zaruret haline gelmiştir. Bu ligde bir Anadolu takımının lider olması kimseyi rahatsız etmemeli diye düşünüyoruz lakin son iki haftada hakemlerimizin maçlardaki yönetimi gösteriyor ancak bundan rahatsız olanlar var” diye konuştu.

“Bir kişi çıksın burada hakemin iyi niyetinden bahsetsin!”

Gençlerbirliği maçında da hakem hatalarının olduğunu savunan Özçelik, “Ankara'da oynadığımız Gençlerbirliği maçında Fırat Aydınus'un yönetimini MHK açsın ve izlesin. Daha maçın başından itibaren Alanyaspor'u alıkoymak için hemen girişimlere başlamıştır. Olmayan faulleri çalan, rakibi devam ettiren bir tutum. Karşılaşmanın 22. dakikasında oyuncumuz Davidson'a arkadan yapılan faul pozisyonunun anında yakınındaki kıdemli hakem Aleks Taşcıoğlu bayrağını kaldırarak veriyor. Fırat Aydınus da asistan hakeme uyuyor ve faul veriyor. VAR hakemi “Bu pozisyon ceza sahası içinde” diyor. Fırat Aydınus VAR'da izliyor. Bu sefer de ‘faul yok' diyor. Hakem atışı ile maçı başlatıyor. Yardımcı hakem ‘faul var' diyor, kendisi de düdüğü ile bunu destekliyor. Durum canice sahası içerisinde olunca kararından dönüyor ve “Hayır faul yok” diyor. Bir birey çıksın burada hakemin iyi niyetinden bahsetsin! Sonradan ceza sahası içerisinde iki kez gözünün önünde elle oynama oluyor. Her ikisinde de oyunu devam ettiriyor. VAR hakemi “Hocam elle oynama var” diyor. Ama o vakit izleyip penaltıları veriyor.

Penaltı pozisyonunun birinde rakibin defans oyuncusu oyuncumuz Bakasetas'ın dudağına vurup kanatıyor, yetmiyor boynuna tokat atıyor. Kanı gördüğü halde VAR'a dahi gitmiyor veya VAR hakemi çağırmıyor. Muhalif savunma oyuncusu kırmızı kart görmesi gerekirken iki oyuncuya da sarı kart gösterilerek pozisyon geçiştiriliyor. Gençlerbirliği Teknik Direktörü Mustafa Kaplan maç baştan başa hakem kararlarını eleştiriyor. Kulübümüze, hocamıza ağzı bozuk kelimelerle sataşıyor. Maçın 4. hakemi Abdullah Buğra Taşkınsoy, bunları maç her tarafında es geçiyor. Kaçan penaltının gerisinde alakasız bir pozisyon için “Çağdaş bu da penaltı hadi bağırsanıza” diye yine sataşıyor. Hocamızın söylediği ancak sarı kart gösterilebilecek, içinde küfür olamayan bir kelime sebebiyle oyundan atılıyor. Peki 4. hakem Abdullah Buğra Taşkınsoy Gençlerbirliği hocasının maç her tarafında kulübemize söylediği argo kelimelerin hiçbirini duymadı mı? Bizim hocamız ağır tahrik aşağıda atılırken, karşı taraf hocası bir sarı kart bile maç her tarafında hak etmedi mi? Bu mu yargı?” diye konuştu.

“Atilla Karaoğlan'ın Göztepe maçında VAR hakemi olarak atanmasına da bir manâ veremedik”

Göztepe maçına da değinen Özçelik şunları söyledi:

“Son oynadığımız Göztepe maçında da ne hikmetse yine maçın hakemi Ali Şansalan bütün takdir haklarını ve ihtilaflı pozisyonlardaki son kararlarını ev sahibi takımdan yana kullandı. Maçın 63. dakikası dakikasına Salih'e arkadan yapılan ve net bir penaltı olan pozisyonda anlaşılamayan bir şekilde penaltıyı vermedi. 74. dakikada karşı taraf oyuncu elle oynuyor, hakem Ali Şansalan ‘itme var' deyip, aleyhimize faul veriyor. VAR hakemi ‘yanlışın var' diyor, 6 dakika pozisyon inceleniyor, sonra ‘Hayır faul yok, sıkı savunma oyuncusu elle oynamış. Penaltı var fakat öncesinde Babacar'ın omuzu 10 cm ileride, bu pozisyon ofsayt' deniliyor. Bu pozisyonda, her ikisinin de önünde olmasına rağmen muavin hakem ofsaytı, orta hakem elle oynamayı ve penaltıyı tespit edemiyor. VAR incelemesi ve oyuncu değişikliklerinin olduğu süreçte 6 dakika oyun duruyor ve yalnızca 8 dakika uzatma verilerek maç bitiriliyor.

VAR'ın futbol içine girmesiyle hataların en aza inmesinin istendiği futbolda hakemlerin VAR'ın sağlamaya çalıştığı ve büyük katkı sunmaya başladığı süreçte, bu sefer de orta hakemlerin VAR'ın doğru kararlarına ayrı şekilde müdahale etmeye başlaması son derece düşündürücüdür. Hafta içi yalnızca 2 durdurma maçı olmasına karşın onlarca hakem arasından Pazar günü Beşiktaş maçımızı yönetecek Atilla Karaoğlan'ın Göztepe maçında VAR hakemi olarak atanmasına da bir anlam veremedik. İnşallah bu cins yönetimler, keyfi kararlar son bulur. Hakemler renk ve camia ayırmadan her takıma eşit davranır. Korkusuzca İstanbul, Anadolu takımı ayrımı yapmadan maçlar yönetirler. Yüreği ve aklı buna yetmeyen hakemler ve hakem yöneticileri bir an önce hakem camiasından temizlenir.”

Erdal Anak

 

iha

Meteoroloji Genel Müdürlüğü kadar hazırlanan meteorolojik kuraklık haritalarında Türkiye'de ilk 10 il arasında bulunan Yozgat'ta son yılların en kurak mevsimi yaşanıyor.

Yozgat'ta yaşanan kuraklık sebebiyle içme suyu ve tarım alanlarının sulamasının karşılandığı baraj ve göletlerde de su seviyesi hissedilir derecede düştü. Yozgat'ta uzun yıllar takvim yağış ortalaması metrekareye 562 kilogram düşerken, bu oran 2020 yılında 410 kilogram olarak gözlendi.

Yozgat'ın Esenli köyüne sulandırma amaçlı olarak yapılan ve 1994 yılında hizmete açılan Gelingüllü Barajında kuraklık sebebiyle suların çekilmesiyle baraj altında kalan kalan ikâmetgâh yerleri de tekrardan gün yüzüne çıktı. 26 yıl sonradan köyün camisi, okul binası, belediye binası ve kabir gibi mesken yeri kalıntıları kuraklık nedeni ve suların çekilmesiyle birlikte görünür ülkü geldi.

[IMG]cdn.iha/Contents/pool_file/2020/50/13153_aw188683-03.jpg[/IMG]

iha

Medova Hastanesi'nde 11 Eylül'de erken doğumla dünyaya gelen ve ‘Uhra Nur' adı bahşedilen bebeğin göz arkası damarlarında gelişmeme kusuru olduğu saptandı. Bunun üzerine takibe alınan 3. ayını doldurduğunda yapılan başarılı ameliyatla sağlığına kavuştu.

Uhra Nur bebekte erken doğuma yan göz ardından retina denilen tabakada bir bozukluk ve gelişmeme durumunun meydana geldiğini anlatan Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Berker Bakbak, “Buna da biz erken doğan retinopatisi diyoruz. Bu hastalıkta birincil 4 haftanın sonunda haftalık muayeneler yapıyoruz ve vücudun kendiliğinden bu göz arkası tabakasının gelişmeye yardımcı olabileceğini düşünüyoruz ancak haftalık kontrollerde bir takım durumlarda göz arkası tabakalarda gelişme ve damarlanma sorunları meydana gelebiliyor. Böyle bir durumda da biz müdahale ediyoruz. Bununla ilgili de lazer ve enjeksiyon tedavilerimiz mevcut. 27 haftalık doğan bir hastada da yaklaşık 2 aylık takibin peşinde artık göz arkası damarlarında gelişmeme kusuru olduğunu gördük ve lazer tedavisini başarılı bir şekilde uyguladık” dedi.

Hastada son derece başarılı bir sonuç elde ettiklerini anlatan Prof. Dr. Bakbak, düşük doğum haftasında düşük doğum ağırlıklı olarak doğan bebeğin kayıtlı takibin arkasından yapılan ameliyatının başarılı geçtiğini belirtti.

Bebeklerinin 11 Eylül'de doğduğunu açıklayan baba Mevlüt Tüfekçi de, “O günden bu yana hiçbir sıkıntımız yoktu. 1 haftanın ardından gözlerinde bezginlik başladı. Göz damarlarında bıkkınlık varmış, erken doğan retinopatisi (ROP) ameliyatı yapılması lazımmış. Sağ olsun doktorlarımız bize durumu bildirdi ve biz de ameliyatı burada yaptırdık. Gözlerini açıyordu fakat gözlerin arkasındaki damarların yakılması gerekiyormuş. Hastalığı biz değil doktorlar gördü zaten. Çocuğumuz 3 aydır burada yatıyor” dedi.

Anne Melike Tüfekçi ise, ebeveynlerin bebeklerde göz sağlığına dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.

Ramazan Çetin - Enver Furkan Çelebioğlu

 

iha