Olay, yaklaşık 2 hafta önce Diyarbakır'dan Ankara'ya hareket halinde olan bir otobüste gerçekleşti. Lösemi hastası 4 yaşındaki Asya Atlı, yolculuk esnasından epileptik atak geçirdi. Ağızdan köpükler gelmesi ve çocuğun hareketsiz kalmasıyla aile, çocuklarının öldüğünü düşünüp önce baygınlık geçirdi, ardından da Diyarbakır'a dönmek istedi. Bu sırada yolculardan Abdullah Kızılay, Diyarbakır'da görevli aile hekimi Veysel Yılmaz ile görüştü. Kızılay, durumu anlattıktan sonra WhatSapp üzerinden Dr. Yılmaz ile görüntülü görüşme gerçekleştirdi. Yolculardan Servet Yılmaz, aldığı iş sağlığı eğitimiyle doktorun talimatlarını harfiyen uyguladı. Servet Yılmaz, Asya'nın ağzından gelen köpükleri temizledikten sonra nefes almasını sağladı. Yaklaşık 12 dakika süren atak ve müdahale ile lösemi hastası Asya Atlı, kendine geldi. Ambulansın gelmesiyle Gaziantep'e götürülen Atlı, daha sonra Ankara'ya sevk edildi.

"Teknolojiden faydalanalım"

Doktoru görüntülü arayan Abdullah Kızılay, saat 22.30 civarında Ankara'ya giderken, Gaziantep girişinde bir annenin bağırdığını, Kürtçe ağıtlar yakarak, kızının öldüğünü söylediğini duyduğunu kaydetti. Kızılay, "Durun, biz Diyarbakır'a geri gideceğiz diyorlardı. Arka taraftaydım, herkes şoktaydı. Otobüs şoförü ışığı yaktı. Annesi çok bağırıyordu. Babası da şoktaydı, o da sadece seyrediyordu. Ben de yoksulluktan iki tane kardeşimi kaybettim. Direkt WhatSapptan doktor arkadaşa bağlandım. Doktor arkadaş orada verdiği talimatlarla gerçekten bir hayat kurtardı. Ambulans arandı, Gaziantep girişinde ambulansta gelecekti. Hocamız Veysi Yılmaz, Allah ondan razı olsun. Kendisi bu konuda bize yardımcı oldu. Çocuk rahatsızdı, lösemi hastası. Asya Atlı kızımız şu anda Ankara'da tedavi edilmekte. Maddi, manevi sıkıntısı yok. Bu bizimde başımıza gelebilir. Sağlık Bakanıma sesleniyorum. Teknolojiden faydalanalım. Sağlık Bakanlığından acil WhatSapp hattı gibi, görüntülü bir sistemle, nöbetçi doktorlarla öyle bir sistem kurulursa çok faydalı olacağını düşünüyorum" dedi.

"Nefessizlikten, oksijensizlikten solunum durmasından dolayı ölebilirdi"

Aile hekimi doktor Veysi Yılmaz, gece yarısı bir telefon geldiğini, arkadaşının kendisini aradığını kaydetti. Arayanın, bir otobüs yolculuğunda olduğunu ve o sırada yolculuk yapmakta olan bir ailenin çocuğunun fenalaştığını, kendilerine yardım etmesini istediğini dile getirdi. Dr. Yılmaz, "WhatSaptan görüntülü bağlandı. O sırada çocuğun nöbet geçirmekte olduğunu gördüm. Ağızdan gelen köpüklerin temizlenmesini söyledim. Nefes yolunu açık tutmalarını belirttim. Yapabilirlerse çocuğun oksijen alabilecek bir yerde tutmalarını önerdim. Bunu sürekli yaptık. Bir 12 dakika boyunca çocuk sürekli atak geçirdi. Ara ara atladı ancak yine ağızdan köpükler gelmeye devam ediyordu. Otobüste oldukları için ilk yardım müdahale anlamında bir sağlıkçının yapabileceği belki bir damar yolu, ya da nöbeti durdurmak için yapabilecek bir iğne, oksijen uygulaması yoktu. O sırada bunları önerip çocuğu rahatlatmaya çalıştık. Çocuk nöbetini geçirdi, nöbeti bitti. O sırada da ambulans gelmişti. Ağızdan gelen köpüklerden ötürü solunum yolu durabilirdi belki. Nefessizlikten, oksijensizlikten solunum durmasından dolayı ölebilirdi. Bu bir ihtimaldir tabi ki" diye konuştu.

Yolcular tarafından Ankara'da bir kanser derneği aile ile iletişime geçilmesinin ardından Atlı'nın ailesine maddi destek sağlandı. Ankara'da bir hastanede tedavi altına alınan Atlı'nın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Rıdvan Kılıç - Yakup Ermiş

Okula giderken kuzeniyle birlikte öldürülerek bir menfezde cesedi bulunan Tuğçe Karabacak'ın babası Mustafa Karabacak, olayla ilgisi olduğu iddia edilen zanlıların müebbet hapis cezası almasını istedi. Tuğçe Karabacak'ın annesi Hanife Karabacak ise, zanlıların mazeret göstererek mahkemeye katılmadığını belirterek, zanlılarla mahkemede yüz yüze gelmek istediklerini ifade etti.

Savaştepe'nin kırsal Karacalar Mahallesi'ndeki evinde İHA muhabirlerini ağırlayan acılı aile, bütün Türkiye'nin kuzenler davası olarak bildiği mahkeme sürecinin geçen 15 yıl sonunda karara bağlanmasını istedi. Olayla ilgili DNA raporlarının tekrar incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğini söyleyen baba Mustafa Karabacak, zanlıların en ağır cezayı almasını istedi.

<img alt="" src="cdn.iha/Contents/pool_file/2021/13/23954_aw281175-02.jpg"/>

Anne Hanife Karabacak: “Bizim çocuklarımız onlara ne yaptı” Okula gitmek için evlerinden ayrıldıktan sonra cesedi bulunan Tuğçe Karabacak'ın annesi Hanife Karabacak yaptığı açıklamada, “Bizim çocuklarımız toprağa gireli 15 yıl doldu, 16 yıla girdi. Ama katilleri halen daha dışarıda geziyor. Biz onların bir an önce yakalanmalarını istiyoruz. Çocuklarımızın suçu neydi, ne için yaptılar? Biz bunu çok merak ediyoruz. Bizim tek istediğimiz onların Balıkesir Adliyesi'ne getirilmesi ve bizimle yüz yüze gelmelerini istiyoruz. Yani tek istediğimiz bu. Bizim çocuklarımızı utanmadan, sıkılmadan nasıl öldürdülerse bizim karşımıza da çıksınlar. Madem korkmadılar, bizden niye korkuyorlar? Allah'tan korksunlar ancak. Biz mahkemede zanlıların bizim karşımıza gelmelerini istiyoruz. Onları bizim karşımıza getirsinler. Onlara tabi ki sormak isterim. Bizim çocuklarımız onlara ne yaptı? Bizim çocuklarımızın tek suçu okumak mıydı? Bizim çocuklarımız fazla mı geldi Türkiye'ye. Benim çocuğum değil, tüm Türkiye'nin çocuğu onlar. Biz onları dünyaya getirmekle hata mı ettik? Biz suçlu mu olduk” diye konuştu.

Mustafa Karabacak: “16 yıl dolmadan zanlıların müebbet almasını istiyoruz” Tuğçe Karabacak'ın babası Mustafa Karabacak ise, olayla ilgili olduğu ileri sürülen zanlıların mazeret göstererek mahkemeye katılmamasına bir anlam veremediklerini kaydederek, “Büşra ve Tuğçe öleli 15 yıl bitti, 16 yıla girdi. Katil veya katillerin şu zamana kadar 15 yıldır yakalanmaması bizi her konuda üzüyor. Şu an hala soruşturma aşamasındayız. Mart ayında bir davamız vardı, 5 ay bekledik. Fakat gelen sonuçlarda raporun tekrar İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gidip 7 Hazirana dava kaldı. Biz 3 ay daha bekleyeceğiz. Soruşturma aşamasındayız. Hızlı bir şekilde katillerin yakalanıp bir an önce cezaevine girmesini dört gözle bekliyoruz. Çocuklarımızın artık 15 yılı bitti, 16 yıl dolmadan katillerin de ölünceye kadar müebbet hapis cezası almasını istiyoruz. Böylelikle halk olarak, devlet olarak, millet olarak bizim en büyük sevincimiz, onların yakalanıp cezaevine girmesi olacak. İki duruşmadır biz Balıkesir Adliyesi'ne gidiyoruz. Fakat ne zanlılar duruşmaya katılıyor, ne de avukatları katılıyor. İki duruşmadır mazeret bildiriyorlar. Bu işin mazereti olmaz. Madem gelmiyorlarsa devlet bunları bir şekilde ya Bergama Adliyesi'ne getirecek veya Balıkesir Adliyesi'ne getirecek. En ufak bir şekilde iki kişi dövüşse birisi bir duruşmaya gelmediği zaman ne yapıyor, jandarma ya onun üzerine yıkıyor veya kelepçeleyip adliyede onları esas duruşta durduruyor. İki duruşmadır biz kendimiz gelip kendimiz gidiyoruz. İki duruşmadır suçluymuşuz gibi kendimiz mahkemede oluyoruz. Karşı tarafla hiçbir şekilde görüşemiyoruz. 7 Haziran'daki duruşmada bu zanlılarla yüz yüze gelelim. Eğer 'ben yapmadım' diyorlarsa, erkekçe çıkıp Balıkesir Adliyesi'ne gelsinler, yüz yüze görüşelim” ifadelerini kullandı.

Hakan Küçükakman - Ömer Kantarlıoğlu

Olay, Bursa'nın Mudanya İlçesi Eğitim Caddesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Burçin Ö.(35), oğlu Denizhan Ö.(10) ile alışveriş yapmak için markete geldi. Marketin karşısında, yol üzerine arabasını parkeden anne, oğluna arabada kalmasını söyledi. Bu sırada bir şüpheli, kadının park ettiği aracı gözüne kestirdi. Arabanın yanına yaklaşan şüpheli A.G., bir süre caddeyi gözleyerek arabaya bindi. Aracın arka koltuğunda 10 yaşındaki çocuğun olduğunu gören şüpheli, aniden araçtan çıkarak kaçmaya başladı.

Sonrasına anne marketten çıkarak çocuğun yanına geldi ve çocuk durumu annesine söyledi. Anne daha sonra çevredeki marketin güvenlik kamerasına bakarak durumu ekiplere bildirdi. Şüphelinin arabaya binmesi ve sonra korkup gitmesi kameraya anbean yansıdı. Olay yerine gelen ekipler şüpheliyi bulmak için çalışma başlattı. Güvenlik kameralarını izleyen ekipler şüpheliyi A.G'yi gözaltına alarak adliyeye sevk edildi.

Gözaltına alınan A.G., verdiği ifadede “ yanlışlıkla bindiğini kendi arabası olmadığını anlayınca geri çıktığını” söyledi.

Durumu anlatan anne ise “ Hafta içi Bursa dönüşü evime giderken bir markete uğradım. Alışveriş yapmak için marketin önünde durdum arabamı park ettim. Alışveriş yaparken park ettiğim esnada oğlum arabanın içindeydi. Arkadaşın biri oğlun ağlıyor diye söyledi. Bende koşarak gittim baktım oğlum ağlıyor. Annecim ne oldu diye sorduğumda adamın biri geldi arabanın her yerini aradı. Arabanın anahtarının nerde olduğunu söyledi dedi bana. Allahtan anahtar cebimdeydi. Bende kamera kayıtlarını aldım panikle çevredekilere söyledim. Polise bilgi verildi. Oğlumda çok korkmuştu Allahtan kimseye cana da malada zarar gelmedi'' dedi.

Berktuğ Öncü - Gökay Başdan

Olay, dün saat 16.30 sıralarında Ardıçlı Mahallesi'nde meydana geldi. İddialara göre, yolcu almak için yol ortasında duran taksiciye sinirlenen bir başka sürücü sinirlenerek küfürler etmeye başladı. İki sürücü arasında çıkan tartışma kavgaya dönüşürken, çevredeki vatandaşlar tarafları ayırmak için araya girmeye çalıştı.

Sürücülerin kavgasında tekmeler havada uçuştu

Vatandaşların araya girmesine rağmen sakinleşmeyen sürücülerden bir tanesi, aracından tornavida alıp taksi sürücünü tehdit etti. Taksicinin karşılık vermesi üzerine sinirlerine hakim olamayan sürücü bir anda yanındaki vatandaşların omuzundan destek alarak tekme attı. Bunun üzerine taksicide sürücüye doğru tekme savurdu. Taraflar vatandaşların uzun uğraşları sonucunda ayrılarak araçlarına binip bölgeden ayrıldı.

“Taksici yolcu almak için durdu arkadaki de kornaya bastı küfür ederek geldi“

Kavga anını anlatan Ahmet Kaya isimli vatandaş, “Taksici yolcu almak için durdu arkadaki de kornaya bastı küfür ederek geldi. Ondan sonra kavgayı ayırdılar adam arabadan bıçak mı tornavida mı ne aldı geldi. Ondan sonra yine ayırdılar. Şikayetçi falan olmadılar peş peşe ayrıldılar buradan” dedi.

Sürücülerin tekmeli kavgası kamerada

Yaşanan kavga anları bir vatandaşın cep telefonu kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Görüntülerde, sürücülerin tartıştığı ve vatandaşların ayırmaya çalıştığı sırada sürücülerin birbirlerine tekmeler attığı görülüyor.

Murat Delice - Erdal Can İçelli

Olay, dün gece Hürriyet Mahallesi Bediüzzaman Bulvarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sokağa çıkma kısıtlaması kapsamında devriye atan İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Asayiş Şubesi ekipleri durumundan şüphelendikleri 68 AAF 746 plakalı Volkswagen marka otomobilin sürücüsüne dur ihtarında bulundu. Otomobil sürücüsü ihtara uymayarak kaçmaya başlarken polis ekipleri de peşine düştü. Polis ve sürücü arasında başlayan kovalamaca 15 dakika sonra kaçan sürücünün virajı alamayarak aracın kontrolden çıkması sonucu kıskıvrak yakalandı.

Uyuşturucu madde ve ruhsatsız tüfek çıktı

Araçtan indirilerek gözaltına alınan sürücünün Rahmi A. (24) olduğu belirlenirken yapılan sorgulamasında ise ehliyetin olmadığı anlaşıldı. Araç ve şahıs üzerinde yapılan incelemede şahsın üzerinde 5 gram metamfetamin, araçta 3 gram bonzai maddesi ele geçirildi. Ayrıca araç içerisinde yapılan incelemede 1 adet ruhsatsız pompalı tüfek ve tüfeği ait poşet içerisinde çok sayıda fişek ele geçirildi. Asayiş Şubesi ekiplerince olay yerine çağrılan Trafik ekiplerinin incelemesinde ise aracın muayenesiz olduğunu tespit etti.

6 ayrı maddeden 8 bin 172 TL para cezası kesildi

Polis ekiplerince gözaltına alınan şahsa, ehliyetsiz araç kullanmaktan 2 bin 698 TL, muayenesiz araç kullanmaktan 314 TL, dur ihtarına uymamaktan 166 TL, ruhsatsız tüfek bulundurmaktan 944 TL, sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal etmekten 3 bin 150 TL ve maske takmamaktan 900 TL olmak üzere toplam 8 bin 172 TL para cezası uygulandı. Gözaltına alınan şahıs Aksaray Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde yapılan sağlık kontrolünün ardından İl Emniyet Müdürlüğüne götürülürken, araç çekici marifetiyle trafikten men edilerek otoparka çekildi.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Yasin Can - Yavuz Akkan

Isparta-Antalya Karayolu, Bucak Elsazı köyü, Dereboğazı mevkiinde Antalya'ya seyir halinde olan sürücüsü öğrenilemeyen 16 AGV 194 plakalı tırda yangın çıktı. Hareket halindeki araç yüklü tır bir anda alev alırken alevleri fark eden tır sürücüsü, tırı park ederek, çevredeki vatandaşlardan yardım isterken 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbarda bulundu. Elsazı Köyü İlköğretim Okulu önünde meydana gelen araç yangınına Bucak Orman İşletme Müdürlüğü, Bucak Belediyesi İtfaiye ekipleri ve Isparta Belediyesi İtfaiye ekipleri müdahale etti.

İtfaiye ekiplerinin büyük çabası sonunda yangın ormana veya başka araçlara sıçramadan söndürülürken, yangın çıkan araç ve tırda soğutma çalışması yapıldı. 8 aracın yüklü olduğu öğrenilen tırda çıkan yangında 7 araç tamamen yanarak kül olurken, tırda hasar oluştuğu belirlendi.

Yangın sırasında yol şeridinin trafiğe kapanması uzun kuyruklar oluştururken, yangın anı ve yolun trafiğe kapanması çevrede bulunan bir vatandaşın cep telefonu kamerası ile saniye saniye kaydedildi. Yaralanma ve can kaybının olmadığı öğrenilen yangın kısa sürede söndürülürken, yangın ile ilgili kolluk kuvvetleri soruşturma başlattı.

Cemal Turan Kaya - Ömer Özdoğan - Muhammed Enes Yapalıkan

Kaza, akşam saatlerinde Şahinbey ilçesi kırsal Burç Mahallesi ile Akpınar Mahallesi arasında meydana geldi. İddiaya göre, Akpınar istikametinden Gaziantep istikametine seyir halinde olan Şerif Hafta (37) idaresindeki 27 AGE 171 plakalı Daihatsu marka araç ile Burç istikametinden Akpınar istikametine gitmekte olan Şakir Direk (28) kontrolündeki 27 P 1660 plakalı Opel marka araç bilinmeyen bir nedenle kafa kafaya çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle içerisinde baba Şerif Hafta, anne Elif Hafta ile çocukları Buğlem, Asya Irmak ve İkbal Hafta'nın bulunduğu 27 AGE 171 plakalı araç taklalar atarak 4 metrelik uçuruma yuvarlandı.

Baba hayatını kaybetti

Kaza sonrası her iki araçta bulunan toplam 7 kişi yaralanırken, bölgeye çok sayıda Jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralılar olay yerine gelen 112 sağlık ekipleri tarafından kentteki hastanelere kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan 27 AGE 171 plakalı aracın sürücüsü Şerif Hafta, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

Feci kaza 3 çocuğu yetim bıraktı, bir kadını eşinden ayırdı

Hayatını kaybeden Şerif Hafta'nın cansız bedeni Gaziantep Adli Tıp Kurumunda yapılan otopsi işlemlerinin ardından defnedilmek üzere yakınlarına teslim edildi. Şerif Hafta'nın hayatını kaybetmesi sonrası üç çocuk yetim, bir kadın da eşsiz kaldı. Koca bir aileyi paramparça eden kaza sonucu yaralanan anne Elif Hafta ile çocukları Buğlem, Asya Irmak ve İkbal Hafta'nın hastanedeki tedavilerinin ise sürdüğü belirtildi.

Kazayla ilgili başlatılan geniş çaplı incelemenin sürdüğü öğrenildi.

Said Vakkas Yağcı - Ahmet Demir

Olay, Samsun'un Terme ilçesinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, belediye hizmet binasının çatısına çıkan M.Y. isimli şahıs intihara kalkıştı. Vatandaşların durumu fark edip 112'ye bildirmesi üzerine bölgeye çok sayıda polis, itfaiye ve ambulans ekibi sevk edildi. Bölge polis tarafından abluka altına alınırken itfaiye ekipleri kurtarma yastığını hazırladı.

Belediye başkanı ikna etti

M.Y. isimli şahsı ailesi ve polis girişiminden vazgeçirmeye çalıştı. İntihar teşebbüsünde bulunan M.Y. ile telefondan görüşen Terme Belediye Başkanı Ali Kılıç, şahsı kararından vazgeçirdi. 45 dakika süren ikna çalışmaları sonrasında M.Y., kolluk kuvvetleri tarafından kontrol altına alınarak ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.

İsmail Can Çam

Edinilen bilgilere göre, Doğanca Mahallesi'nde ikamet eden İrfan Çağlar geçtiğimiz Cumartesi günü sabah saatlerinde evinden hastaneye gitmek için ayrıldı. Yola çıkan Çağlar uzun bir süre eve dönmeyince yakınları jandarma ekiplerine kayıp ihbarında bulundu. İhbar sonrasında Çağlar için hummalı bir çalışma başladı.

Jandarma, itfaiye ekipleri ve yakınlarının katılımı ile arama faaliyetleri yapıldı. Yaklaşık 35 saatlik arama çalışması sonrasında Çağlar'ın motosikletine Çile-Doğanca yolu üzerinde rastlandı. Motosikletinin yanında bulunan kimliği ve diğer eşyalarını gören ekipler, Çile Mahallesi girişinden 300'üncü metrede aramalarını sıklaştırdı.

Çağlar, saat 19.00 sıralarında kaza yaptığı yerin yaklaşık 400 metre uzağında yaralı halde bulundu. Olay yerine hemen sağlık ekipleri sevk edilirken, bir yandan da Çağlar'ı kurtarma çalışmaları başladı. Arama çalışmalarına katılan vatandaşların da yardımıyla Çağlar bulunduğu yerden halatlarla ambulansa taşındı.

Gazipaşa Devlet Hastanesi kaldırılan Çağlar'ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Ahmet Mervan Taş

İzmir'de, 30 Ekim 2020'de meydana gelen depremde ağır hasar alan binaların yıkımına devam ediliyor. Karşıyaka ilçesi Şemikler Mahallesi'nde yıkımına geçen hafta başlanan Dostluk Sitesi'ndeki bir blokta çalışmalar bugün de devam etti. Ekipler yıkım öncesi yan tarafta bulunan Nafi Cemal Apartmanı sakinlerinin tedbir amaçlı binayı boşaltmasını istedi. Yıkımına başlanılan 8 katlı bina çalışma esnasında büyük bir gürültüyle yan tarafa bulunan binanın üzerine çöktü.

Çökme esnasında kepçe, moloz altında kaldı

Çökme esnasında çalışma yapan bir kepçe operatörü ise üzerlerine düşen parçaların altında kaldı. Olay yerinde molozların altında kalan kepçeyi kurtarma çalışmaları devam ederken, kepçe operatörünün ise sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Heyecandan öldüm, evimiz gitti

Ekiplerin ikazı ile birinci kattaki evinden çıkan ve bir süre gezindikten sonra yakında bulunan bir parka giderek yıkım çalışmalarını izleyen Ömür Ege (75), “Evi derhal boşaltın dediler. Çıktık, biraz dolaştıktan sonra parka gittik. Yan taraftaki evin bizim binanın üzerine doğru yıkıldığını gördüm. Çok bağırdım, ötesini hatırlamıyorum. Heyecandan öldüm, evimiz gitti. Şimdi eşyalarımı aldım, konuk evine gidiyorum” dedi.

Evin hali içler acısı

Olayda evi hasar gören bir diğer bina sakini Pınar Yılmaz ise, "Vinç alttaki kolonlara durmadan vuruyordu" diyerek şunları söyledi:

“Ondan sonra bina biraz indi, öbür taraf devrilince zaten toz dumana karıştı. Koşarak diğer tarafa gittik ama ev zaten gitmişti. Şu an evimize gelerek özel eşyalarımızı aldık. Çocuklarımın odası hemen hemen yok durumda. Banyomuz da zarar gördü. Su boruları patladığı için de evimiz su içinde kaldı. Evin hali içler acısı.”

Öte yandan, olay yerinde polis ve zabıta ekiplerince geniş güvenlik önlemleri alınırken, bina tamamen boşaltılarak mühürlendi.

Mustafa İç