Bütün basit kurallar gibi bu kural da pek çok durumda ne yazık ki yetersiz kalmakta. Eğer birey başkalarından yaşamak istemediği olumsuz davranışlarla karşılaşırsa önüne çıkan iki seçeneği oluyor. Ya altın kuralı uygulamakta devam ediyor (ki bu büyük bir olgunluk gerektiriyor) ya da aynı olumsuz davranışları başkalarına uyguluyor. Zaman içinde durum daha da karmaşıklaşıyor. Karşısından gelecek olumsuz ve kötü davranışlara karşı önlemini ve savunma mekanizmalarını geliştiren kişi; bu altın kurala sarılıp isteyen herkes bana aynısını yapabilir ve bu beni üzmez o halde ben de bende başkalarına rahatça kötü davranabilirim düşüncesi ile kötülüklerine devam ediyor. Bu tür bireylerin çoğalması toplumda olması gereken iyilik, saygı, sevgi, barışın çürümesinin başlangıcı oluyor. Bireylerin yaşamı gelebilecek kötü davranışlara karşı sonu gelmeyecek önlem alma savunma uğraşısı oluyor. Savunma önlem alma uğraşısındada başarılı olduğu ölçüde diğerlerine kötü davranmayı hakettiğini düşünüyor. Bu şekilde sürdürülen kısır bir mücadele ile ve bu mücadelenin kutsallığını kendinden sonraki nesillere de öğreterek mutsuz saygısız sevgisiz yaşamlarını bitiriyorlar.
Bitirmeden önce; acaba bu sözü “Sana yapılmasını istemediğin kötülüğü sen de başkasına yapma” diye değiştirmek mümkün mü diye düşündüm. Ama insanlık neyin iyi neyin kötü olduğunu binlerce yıllık yazılı tarihinde kendine öğretememiş ki…Özellikle yalanın kötülüğün altın çağını yaşadığı kötülüğün yüceltildiği günümüzde…
Alıntı:Sadece her şeyimizi kaybetdikden sonra , gerçekten özgür olabiliriz ~