Ancak otomobil denilen aletin motordan ibaret olmadığını anlamam çok sürmedi. Eksoz, fren balatası, amortisör gibi diğer aksamları da zaman içinde değiştiriyor sürekli zaman harcıyordum. Artık arabam benim bir hobim, arkadaşım olmuştu. Hafta sonlarını onunla geçiriyor her tamirat seansında yeni bir yerini öğreniyor onu daha iyi tanıyordum. Ona harcadığım emek ona olan sevgimi de arttırıyordu; onu daha çok sevmeye başlamıştım.
Bir gün yeni evli bir arkadaş çift ev ihtiyaçlarını almak üzere şehir dışında büyük bir mobilya ve interiyör mağazasına gitmek için benden yardım istemişlerdi. Hafatasonu için onlara söz verdim. Ama hafta içinde ön sağ tekerleğimden bir ses gelmeye başlamıştı. Hemen parçacıya gidipyeni bir rulman satınaldım. Ama haftasonu gelmeden değiştirecek zamanım yoktu arkadaşlarıma söz vermiştim. Cumartesi sabahı arkadaşlarımı alıp şehir dışındaki mobilya mağazasına yola çıktık. Kulağımı sürekli ön sağ tekerlekten gelen sesten ayıramıyordum. Gittikçe ses büyüyordu yoksa benim algımda mı büyüyordu bilemiyorum. Sanki beynimin içinde bir değirmen taşı gibi ruhumu öğütüyordu… Sorunun daha da büyüyeceği düşüncesi ile içim içimi yiyiyordu. Hiç ilgilenmemeye çalışarak bütün gün arabayı kullandım. Arkadaşlarımı evlerine bırakıp arabamı park ettim.
Ertesi gün bütün takımlarımı, tamir aletlerimi toplayıp ofisimin bulunduğu binanına avlusunda işe giriştim. Tekerleği ve önündeki diğer parçaları söküp bozulan rulmana ulaştım. Ama mümkün mü sökmek… bilyalar dağılmış rulman parçaları aks metaline neredeyse kaynamış. Uzun uğraşlardan sonra biraz da aksı yaralayarak çıkardım; ve yeni rulmanı yağlayıp yerine taktım. İş bittiğinde bir tur attım ve evime gittim. Ses kesilmişti; acak aksı yaraladığım için o günden sonra ön sağ tekerlek rulmanı çok sık arıza vermeye başlamıştı. Arabam beni ikazlarına zamanında kulak vermediğim için cezalandırıyordu.
Bu kadar araba tamiri hikayesini neden mi anlatıyorum. Kendimiz de hayatımıza giren insanlar da benim ilk otomobilimin yaşamındaki gibi kötü bakılmış, kötü deneyimler atlatmışsa; ne kadar iyi olursak olalım, ne kadar ihtimam görürsek görelim, sevgiyle sahiplenilsek de mutlaka günün birinde bir yerden bir arıza çıkıyor. Hele bir de zamanında eldeki olanaklarla iyi tamir edilemediyse benim arabamın ön sağ tekerleğinin bilyası gibi aynı arızayı tekrar tekrar yaşamamıza neden oluyor. En keyifli tatilinizde bile hiç beklenmedik bir anda ön sağ tekerlekten gelen bir ses beynimizin içini bir değirmen taşı gibi öğütmeye başlıyor.
Hele bizim ülkemiz gibi trafiğin bir keşmekeş olduğu, yolların kötü olduğu, insanların çıkan arızaları gidermek için kısıtlı bütçeleri olduğu sağlıksız topumlarda hasarsız insanla karşılaşmak öylesine zor oluyor ki; Hepimiz ya ön tekerlek bilyamızdan ya amortisörümüzden, ya şanzımanımızdan bir yerden arıza veriyoruz. Ne yazık ki kaportacıların mükemel yaptığı macunun ve boyanın altından paslanma da devam ediyor.
Imza : S.Y.
Benim hikayem degildir
Alıntı:Sadece her şeyimizi kaybetdikden sonra , gerçekten özgür olabiliriz ~