Kaç satır atlıyorum. Kaç imge geçiyor içimden saymaya korkuyorum..
Sevmeye de korkardım ben, incitmemek için kendimi sakladığım gölgelerim bile vardı senden önce.. Sonra dağıldı herşey toplayamadım.
Şimdi karanlığını kaybetmiş bütün sokaklar
yoksulluğunu vuruyor yüzüme..
Bazen kim olduğumu unutup, karışıyorum yağmurun ıslak tenine.. Rüzgara karışmak haddim değil de, kırmızı güllere basmamak için kaçtığım oluyor gökyüzüne...
Yalan değil, üşümekten de korkuyorum bu aralar. Malum yere düşen yapraklar bahara çiçek toplayacak içimden...
Yorulmaktan da çok korkardım aslında.
O yüzden kaldırıp bütün dağınıklığı ortadan
daha fazla kırılmasın istedim kalbim...
Farkına varmadan incinen onca kelime onca sözcük,onca inanmışlık..
Şimdi nereden başlayacağım neresinden tutacağım hayatı. Altına imzamı atıp dikey halinde büyüyen şiirler ve benzeri şeyleri zamana bırakıp, zamansız olmayı ne çok isterdim... Ama bu imkansız..
Bu öyle birşey ki, bütün damarlarımdan kopup kirpiklerimde dolaşan bu yağmur vuruyor kıyıya. Engel olamıyorum. Engeli oluyorum bütün tuşların..
"Bütün kuşlar vefasız" diyorlar.
Mevsim artık son bahar değil , kış vuruyor soğuğunu sırtıma sevgilim.
Ve üşüyen serçeler düşüyor aklıma..
En çokta kalbimi acıtıyor bu şarkı...