You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

BİR YEMEK MASASININ YAŞAM ÖYKÜSÜ

BİR YEMEK MASASININ YAŞAM ÖYKÜSÜ

Özel Üye
BİR YEMEK MASASININ YAŞAM ÖYKÜSÜ
.Üre reçinesi adıyla da anılan madde, üre ve formaldehitin polimerleşmesi ile oluşur. Bu madde, bilinen ilk plastiklerden biridir. Bütün teknoloji ürünü madeler gibi öncelikle savaş endüstrisinde uçak pervanelerinin yapımında kullanılmıştır. Kontrplak gibi farklı yönlerde yapıştırılarak güçlendirilmiş ahşaptan yapılan uçak pervanelerinin imalatında; lamine ahşap katmanları arasına yapıştırıcı olarak ürereçinesi tatbik edilir. Ahşabın emerek lif dokusu içinde sertleşen reçine çok sağlam bir malzeme oluşturur.

Daha sonra bu maddenin sivil yaşamımıza nasıl girdiğini merak ediyorsanız; ülkemizde mobilya üretiminde 60 lı yıllarda kullanılmaya başlanılan üzeri çeşitli desenlerde olup, sudan bozulmayan ince plastik kaplamaları anımsayabiliriz. Baskı tekniği ile desen verilen beyaz bir kağıt ve alt kat manlarda kullanılan kraft kağıdına üre reçinesi emdirilerek elde edilen bu kaplama levhaları mobilyalarımızla evlerimize girdi. Yine formaldehit bazlı bağlayıcılar ile oluşturulan yonga levhalarla birlikte mobilya imalatında terör estirip bütün geleneksel marangoz detaylarını alt üst ettiler.

Bu “Formica” “Sunta” teröristleri bizim evimize de 1962 yılında girdi. O güne değin çekmecelerinde çatal kaşık bulundurulan, üzeri yeşil muşamba örtülü, masif ceviz tahtasından mamül kare masa salon-salomanjeli evimizin manje (!) kısmındaki yerini akçağaç desenli “Formica” masaya terk etti. “Formica” masa beraberinde üzeri camlı bir vitrin, altında yemek servislerinin saklanması için yapılmış bir büfe ve 8 sandalye ile birlikte salonun camlı bölme ile ayrılan yemek odasını işgal etmişti. Üzerinde camlı vitrin bulunan büfe ise benim için çok eğlenceli bir oyuncaktı. Bir bölümünün içinde iki katlı döner bir raf, içki içilmeyen evimizde içki şişelerin konulması için yapılmıştı. Sürgülü kapağı açıldığında içinde ışık yanardı. “Formica” pahalı olduğu için dolabın içi dişbudak kaplıydı. O yıllarda çocuk olmama rağmen dolabın içi bana çok daha güzel ve sıcak görünürdü. Emektar muşamba örtülü masamız gündelik kullanımda hizmete devam ettiğinden “Formica” masada yemek yediğimizi anımsamıyorum.

Aradan iki yıl geçmişti ki annem ve babam borca girip yeni bir daire satın aldılar. Kirada bulunduğumuz evden çıkıp yeni daireye taşındığımızda “Formica” yemek masası da yeni evimizde yerini buldu. Talihsiz masa ilk kezyaşamının ikinci yılında, yılbaşında yeni evin kutlaması için gelen akrabalara verilen yemekte işlevine uygun olarak kullanıldı. Masa ortadan iki yana çekilerek açılmış, ara parçası konularak uzatılmıştı. Annem çeyiz sandığındaki yine o güne dek hiç kullanmadığı çeyizinden damaskus dokuması beyaz yemek örtüsünü sermiş üzeri nakışlı peçeteler ile masayı donatmıştı. Masa bu olaydan sonra anne ve babamın çalışma masası olarak gündelik işlevine devam etti. “Formica” nın çizilmemesi parlaklığını kaybetmemesi için bej rengi etamin bir kumaşa kanaviçe işlenmiş bir örtü üzerinden hiç eksikedilmedi. Annemin doktora doçentlik tezlerinin hazırlanması, babamın sınav kağıtlarını değerlendirmesi, ya da özel ders öğrencilerinin aldıkları dersler hep o masa üzerinde gerçekleşiyordu
.Masanın ikinci kez açılıp uzatılarak kullanıldığını apartmanın tüm kat maliklerinin katıldığı iskan ruhsatı alınması için yapılan bir toplantıda şahit oldum. Bu toplantıda noterden gelen memur ile birlikte kanaviçe işlemeli etamin örtü de masada hazır bulunuyordu. Noter memurunun beraberinde getirdiği damga mürekkebi şişesinin devrilip üzerine dökülmesi ile örtü, günün anlam ve önemini anımsatan kalıcı bir hasara rağmen “Formica” yı kahramanca korumuştu. Kimyacı olan annemin uyguladığı çeşitli leke çıkarma yöntemleri ile hem bej rengi, hem de kanaviçe nakıştaki mor lale deseni yer yer soldu ama etamin örtü “Formica” yı koruma görevinden asla ayrılmadı.

Formica masanın daha sonra da bir kez ablama söz kesilirken açık büfe gibi kullanıldığını anımsıyorum.

Annem ve babam emekli olup İstanbul’a dönüş yaptıklarında İstanbul’daki yeni eve yeni bir yemek masası takımı alınmıştı. “Formica” masa da 20 yıl sonra ilk kez evin oldukça büyük mutfağında işlevine uygun bir günlük kullanıma kavuştu.

Babamın vefatından sonra boşaltılan İstanbul’daki evden gelen “Formica” masa onu çizilmemesi için koruyan fedakar kanaviçe örtüsü olmaksızın yalnız başına yağmurda güneşte kalarak çiftliğimdeki verandada 3 yıl kadir bilen bilmeyen dostlara verilen yemeklerde görevini fedakarca üstlendi.

Az önce kuzinemin kovasına attığım tutuşturmalık tahta kırıkları arasında “Formica” masanın son parçalarına da veda ettim. Anıların ve yanan masa parçalarının sıcaklığı odamı ve kahve suyumu ısıtırken son bir teşekkürü borç biliyorum.
S.Y
Alıntı:Sadece her şeyimizi kaybetdikden sonra , gerçekten özgür olabiliriz ~

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren Forumki.Com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.